Thursday, November 19, 2009

Pain of Salvation - Linoleum


Linoleum iyi.


Arkadaşımla oturuyorduk dün gece. İkimiz de Linoleum’u sevdik baştan söyliyeyim. Adam şey dedi. “Davullar kötü ya” dedi. “Ataklar falan çok şişirme” dedi. Ben de “EP bu, ondandır, fazla uğraşmamışlardır” dedim. Arkadaş ise bunun üzerine “Pezevenk Daniel, solcuyum molcuyum der, diktatör kesilmiş grubun başına” dedi. Güldük ama neden bunu söyledi bilmiyorum. Belki de Langell’in ayrılmasından gizliden gizliye Gildenlöw’ü sorumlu tutuyordur.


Ben ise Simon Andersson’un ayrılmasına bozuldum yakın geçmişte. Kris’ten sonra baya kalifiye bir basçıya sahip olmuştu Pain of Salvation, yine basçısız bir kayıt duymuş olduk böylece.

Neyse, daha derinlemesine analizlere girmeden önce Linoleum’a hızlıca bakacak olursak, totalde altı parçadan oluşmakta, bu altı parçadan biri Scorpions’un Raven’ının yorumu. Diğeri ise radyo tiyatrosu formatında bir bölüm, Bonus Track B. Raven çok sağlam olmuş. Bonus Track B ise geyik dozu yüksek eğlenceli bir muhabbet içeriyor.

Yani grubun 4 adet yeni besteyle biz dinleyicilerinin karşısına çıktığını söyleyebiliriz. Bu dört parçanın tamamı aksak ritmli, mid tempo, bol vokalli ve bol gitarlı. Pain of tarzından uzaklaştıkları If You Wait’e yabancılık çekebilirsiniz, bana MuteMath’i hatırlatırken kız arkadaşıma Radiohead’i hatırlattı mesela o. Kalan parçalar ise Scarsick ve sonrası POS soundunun devamı şeklinde, güzel ve melodik işler. Problem yok yani.

Tabi bunun sadece EP olduğunu, kendi içinde bir bütünlük sağlamadığını aklımızda bulunduralım, albümde çok farklı bir şeyle karşılaşabiliriz, benzer bir şeylerle karşılaşabiliriz, bilmiyorum.

Leo Margarit’i Galatasaray Üniversitesi bahar şenliklerinde izlemiştim, çok etkileyici bir davulcu olduğunu düşünmüyorum. EP’de de fark yaratacak bir şeyler yapmamış, daha çok gruba uyum sağlamış gibi. Johan Langell’i arar mıyız, bilmiyorum, Langell sound’u sound yapan elemandı bence. Leo Margarit’in gruba dahil olması majör değişiklikler getirecek elbette. Ama değişim iyidir, Leo’nun kualifikasyonları konusunda da grubun diğer elemanlarına güvenimiz tam.

Johan Hallgren ise o müthiş sesini bizden esirgememiş, geride bol bol duyuyoruz, Raven’da özellikle girdiği ikinci sesler beni benden alıyor. Onun dışında herkes kendi standardında çalışmış, Hermansson’u biraz daha az duydum sadece, EP olayına yoralım.

Daniel’in gruptaki diktatör olma konusuna gelince, Pain of Salvation hiç demokratik bir grup olmadı bildiğim kadarıyla. En basitinden, Iter Impius’a kadar grupta başka bir elemanın bestesi yoktu. Daniel yazıyor, Daniel besteliyor, Daniel prodüktörlüğünü yapıyor, websitesini, albüm kapaklarını, onu bunu grupla alakalı her şeyi üstleniyor, üstesinden de geliyordu. Şimdiye kadarki ayrılıkların görünürdeki sebepleri kendimize, grup dışındaki hayatımıza daha fazla zaman ayırmak gibi olsa da, Simon’ın ayrılışındaki açıklamaları bu konuda gayet açık.

“i wanna focus on my own music when i have the time for it. don’t wanna be a wheel in motion in someone else’s machinery… i have way too much inspiration and there is no space for this in pain of salvation. lack of dedication? no. lack of creative outbursts within the band? yes.”

Kristoffer ve Johan Langell’in gruptan kişisel sebeplerle ayrılmasının yanı sıra Daniel’in gruptaki tek adam olması ve kendilerini grubun parçası yerine grubun çalışanı hissetmelerinin de azımsanmayacak bir payı olduğunu düşünüyorum. Ha biz dinleyiciler açısından problem ne? Problem şu: Pain of Salvation’ı kendi istediği yöne çekebilir Daniel, bir noktada dinleyicileri memnun edememeye başladığında (ki Scarsick’le bu ufak ufak başladı, ki ben başyapıt olduğunu düşünüyorum) millet o taptığı Daniel’e bu sefer aynı hızla sırtını dönebilir. Bu da bir çok mecrada huzursuzluklara yol açabilir.

Tabi Daniel çok olağanüstü bir müzisyen olduğundan, bu dönemler asla gelmeyebilir. Sıkılan gruptan çıkar, beriki gruba girer, sound değişir ama grup güzel müzik yapmaya devam ederse işler yolunda gider. Ama çeşitlilik her zaman iyidir ve Daniel’in diğer elemanları beste yazımına katmaya izin verdiğinde ne olabileceği ile ilgili elimizde sağlam bir done var.

Neyse, sonuç itibarıyle, şahsi kanaatim, bulutlu ve yağmurlu günlerin Pain of Salvation’dan daha oldukça uzakta olduğunda. Linoleum iyi bir EP, dinlerken zevk alıyorsunuz. Sound’u bir EP’ye göre oldukça kişilikli ve grup yeni bir şeyler denemiş. Tavsiye ediyorum.

No comments: