Monday, November 9, 2009

Up


Yılın (şimdilik) en iyi filmi.


Böyle bir sinema dergisi yorumu tadı yakalayayım dedim tagline’da, olur ya hani, “the most awesomest movie of the year”, “two thumbs up (I wish I had more thumbs)”, “the best animation of the century” diye tek cümlelik hükümler. Kime göre neye göre derim hep onları gördüğümde, benzerini yapıyorum şimdi ama benim söylediğimin nasıl olsa afişlerin üzerine yazılması ve insanları yerli-yersiz etkilemesi imkan dahilinde değil. Rahatım anlayacağınız.


Senede 50 filmi sinemada izlediğim zamanlardan saçma bir şekilde toplamda herhangi bir medyada 50 film bile izlemediğim bir hayata geçiş yaptığımdan mütevellit, eskisi gibi ayrıntılı film yazıları yazma alışkanlığımı kaybetmiş bulunuyorum. Bu yüzden bu yazıyı en azından albüm kritik ederken alışık olduğum şekilde terimlerle süslemem mümkün olamıyor. Eskiden çoğu filmdeki göndermeleri, alt metinleri görür, okurdum, şimdi büyük çoğunluğunu kaçırıyorum. Ama yine de bir filmin iyi olup olmadığını anlayabildiğimi düşünüyorum.

(Kişisel not: Daha az dizi, daha çok film izle)

Up, hayalinin peşinden yaşlılığında gitmeye karar vermiş Fredricksen’in hikayesini anlatıyor. Filmin hemen hiçbir yerini spoil etmemeye kararlıyım. İnce esprilerle donanmış, sürprizli bir film çünkü karşımızdaki. Yine de sinema tarihinin en içten ve başarılı yazılmış köpek karakteri Dug’a ayrıca dikkat etmenizi öneririm.

Kendisine yapılan yorumların aksine, bence Wall-e’den daha sağlam. Daha Disney havasında olduğu belli, ama bu en sevdiği çizgi film Dumbo olan bu satırların yazarının şikayetçi olabileceği bir şey değil tabi.

Şu ana kadar 2009 yılında aklımda “ah ah kaçırdım” dediğim bir film yok, ve bu film Inglourious Basterds ile beraber bu yıl izlediğim en iyi iki filmden biri. Çizgi film diye küçümseyip gitmekten kaçınan Issız Adam’ların bu muhteşem filmi gerçek izleyicilerine (çocuklara ve değerini bilecek yetişkinlere) bırakıyor olması da ayrı bir güzellik.

Israrla tavsiye.

10/10

No comments: