Tuesday, September 18, 2012

Prometheus


Cero için Alien'ları tamamladık, sırası geldi, izledik.

Ben susuyorum, Führer konuşsun, zira düşüncelerimiz aynı.

6/10.


Monday, August 6, 2012

Submarine


Sevdiğim çok sayıda İngiliz'den bir diğeri olan Richard Ayoade'nin ilk yönetmenlik denemesi.

Bay Ayoade bu filmi Joe Dunthorne'un aynı adlı romanından uyarlamış, kendisi senaryolaştırmış, yönetmiş. Yakın ahbabı Alex Turner'dan da müzikler konusunda destek almış, ortaya bu güzel film çıkmış.

Film ergenlik dönemindeki Oliver'ın aile ilişkileri ve gönül işlerine yoğunlaşıyor. Anne-babasının arasındaki sorunlar ile taze ilişkisinin yaşadığı problemler birleşince o yaştaki bir çocuğun kaldırmasının çok zor olduğu bazı şeylerle karşılaşmış oluyor. Haliyle de kaldırdığı zaman oluyor, kaldıramadığı oluyor. Üzerine konuşmanın çok kolay olduğu bir film değil, esasında film bittiğinde 10 üzerinden 7 verirmişim gibi duran film, üzerinden iki gün geçince çok daha fazlasını hakediyor gibi gelmeye başladı. Yani o içimizde büyüyen filmlerden diyebiliriz.

Richard Ayoade'nin bu ilk uzun metrajlı yönetmenlik denemesi, bence kendisi altından çok iyi kalkmış. Başından geçen bazı şeyler ya da yakın çevresinde gözlemlediği durumlar üzerinden kurduğunu düşündüğüm metaforlar ve bunların peliküle aktarılması çok başarılı. Bir sonraki azıcık daha büyük ölçekli işi The Double için heyecanlandırıyor izlediğim bu film.

İngiltere sahileri, 8 mm film kareleri, Alex Turner'ın hoş melodilerini ve güzel hikayesi için izlenir. daha iyi kotarılır mıydı, kotarılabilirdi. Ama belki de Richard Ayoade 38 yaşına geldiğinde pek de önemi kalmayacak bir film çekmek istemiştir.

Tavsiye.

8/10

Saturday, July 28, 2012

The Dark Knight Rises


İlan edildiğinden beri beklediğimiz o gün geldi ve Nolan'ın Batman üçlemesinin kapanışını da dünya gözüyle izledik.

İlan edildiğinden beri beklediğimiz o gün dediğime bakmayın, çok yüksek beklentilerle gitmedim bu filme. Her ne kadar temel alır gibi olduğu Knightfall serisinin Batman evreninin en sağlam hikayelerinden biri olması, Jonathan Nolan gibi bir senaryo ustasının elinde hakkaten çizgiroman uyarlaması/süper kahraman filmi başyapıtlarından birini izlememiz umudunu uyandırsa da, The Dark Knight ile çıtanın yükseğe konması da beklentileri makul seviyelerde tutmak filmden alacağımız hazzı baltalamamak adına önemliydi.