Sunday, June 23, 2013

Akın Özçer'e.

Akın Özçer'in linkteki yazısı ile ilgili.

Şimdiye kadarki galibiyet yolları CHP ile mücadele (kabul edelim çok zorlu bir rakip değil) ve "mağduriyet"lerden geçen bir hareket elbette ki de sokaktaki insanı CHP'ye yamama, olmadı marjinaller olarak tanımlama ve sokaktaki insanın "yarattığı mağduriyet" üzerinden söylem geliştirecekti. Çünkü bu yabancı olduğu bir alan, bu konuda geliştirebildikleri bir strateji yok, geliştirmeyi geçtim, çok yabancılar bu lisana.

İnsanlar "çoğulcu demokrasi"yi anlamadıkça, demokrasinin sandıktan ibaret olmadığını anlamadıkça (bu seçim de olur, yerel seçim de, referandum da, plebisit de, farketmez) bu iş bitmeyecek.

Şimdi gelelim çözüm meselesine... Bu iddiayı yemeyiz. Çözüm sürecinin en çok takipçisi olan BDP bile gezi parkı protestolarını desteklemekte olduğunu açıklamıştır. Dolayısıyla bu konuda bu sürece bir zarar geleceği endişeleri kendilerinde bulunsaydı bu konuda da konuşurlardı. Lakin bu süreçte samimi bir hükümet bu protestolara da zihnini açmak durumundadır veya tam tersini konuşursak, bu protestoları doğru algılayamayan bir hükümetin süreci başarıya ulaştırması ya da sürecin başarılı kalmasını sağlayacak çoğulcu bir anayasa yapmasına izin vermesi mümkün değildir.

İnsanların en doğal hakkı olan dışarı çıkmalarından bu kadar korkmayın :) Galip gelebileceğiniz yegane mecra olan "ulusalcılar, marjinaller, mağduriyet" üçgeninden kendinizi biraz kurtarırsanız sonunda kazanan yine siz olacaksınız.

Mesele tabi ki de sadece gezi değil, biz bunu söyledikçe "baaaak ;) biz demiştik" demekten vazgeçin. Mesele hükümetin ve hükümetin başındaki adamın tek adamlığı, bize, yaşamımıza müdahale etmesi, kendisinden olanı mutlu ederken bizi üzmesi.

Mesela:

- Üçüncü köprünün adı belirlenirken %80 okeyse, %20 bu işten rencide oluyorsa (rakamlar afaki, %98'e %2 de olur) o %20'yi de rencide etmeyecek çözüm bulursun.

- LGBT haftasındayız, süreç süreç süreç diye konuşan değerli AKP'liler yeni yapılacak anayasaya LGBT bireylerin haklarını da koruyan maddeler koyabilecek mi? Koyarlar tabi derseniz, daha iki üç hafta evvel bu konuyla ilgili meclise gelen önergenin neden AKP tarafından reddedildiğini, neden AKPli vekiller tarafından 30 yıl öncesinin araştırma sonuçlarına dayanılarak eşcinselliğin hastalık olduğuna dair argümanlarla karşı çıkıldığını da anlatıverin.

Bu iki konuyla ilgili samimiyetinizi gösterin mesela. Sonra biz de diyelim ki, ya hakkaten park konusunda günahlarını mı alıyoruz, meseleyi parkı bahane ederek ekstra siyasallaştırıyor muyuz, adamların iyi niyetli olduğu belli. Biz de bi kendimize bakalım. Hım?

No comments: