Wednesday, March 6, 2013

Pitekantropus Erektus

(Sabah serviste konusu açıldı bu yazının bir yerden. İnternette aradım buldum, harfler ingilizceye dönmüştü vesaire, rahat ulaşayım diye bu güzel yazıyı kendi bloguma Türkçe harflerle koyuyorum. İlhan Selçuk'a selam olsun.)


Hollandalı bilim adamı Dubois, Cava adasının Trinil yöresinde 1889'da bir insan fosili buldu. Hem insansı hem maymunsu nitelikler taşıyan bu ilkel yaratığın iki ayağı üzerinde dikilen ilk atamız olduğu saptandı. Dubois, yatay durumdan dikeye doğru dönüşen ilk insana Fitekantropus Erektus (Pithecantropus Erectus) adını verdi.

Buluş çarpıcı ve sarsıcı yankılar yarattı.

Milyonlarca yıllık geçmişin karanlıklarından kopup gelen oluşumda insanlaşan yaratığın serüveni ilginçti.

Hayvan gibi yürürken içsel bir dürtüyle iki ayağı üzerine nasıl dikilmişti insan?..

Çevresindeki eştürleri, Pitekantropus Erektus'a kimbilir nasıl bir şaşkınlıkla bakmışlardı?

İnsan türü içinde ayağa kalkan ilk atamız...

Selam sana!

---

Sonra ne oldu?..

İki büklüm yürümekten vazgeçen insana, çevresindekiler önce ürküyle, sonra korkuyla, daha sonra tepkiyle baktılar. Sanırım insan sürüsünün düzenini bozup iki ayağı üzerine kalkan ve başını dikleştiren ilk insanı öldürmüşlerdir.

Ne var ki ilk öfkenin kurbanı ardından, iki ayağı üstüne yükselen bir, bir daha, bir daha, bir daha insan görülüp izlendikçe olay doğal sayılmaya başlandı.

Ve o günden bugüne toplumun yasası değişmedi.

Karanlık sanrısında yaşayan insanoğlunun bedensel dikilmesi, içsel bir dürtünün ürünüydü; içsel dürtü ruh oldu, düşünceleşti; fikirleşti; tarih boyunca başını hep dikleştirdi insanoğlu...

---

Çağlar geçti.

Gözbebeğini delen gün ışığı bilincin elmasını yontarken dağıttı karanlığın sanrısını; buldu bilimin tanrısını.

İnsanoğlu çekti bilincinin küreklerini ve her kürekte genişledi göremediği ufuklar.

Forsanın sonsuz gücü vardı.

Ufuklar günden güne ağardı.

Yetişmek için yitirdiği zamana; insan, çırpındı durdu tarih boyunca; aklın mahmuzuyla vurdu gebeliğin çıplak karnına; yoksulluğun kamçısı şakladı beyninde.

Bir hücreydi dünya...

Yarına doğmak için.

Ana karnında yatan her bebek bekliyordu karanlıkta...

Kıvrılmış...

Dizleri arasında başı...

Elleri kenetli.

İlkin bedendi dikleşen...

Sonra vicdan oldu.

Sonra fikir.

Tarih, insanın bilinçlenip başını yükseltmesinin öyküsünü anlatan bir kitaptır.

Kutsal bir kitap.

O kitabı öp, başına koy.

Ve kıpırda bebek.

Yırt karanlığın kapısını...

Dikil onurunun iki ayağı üstüne.

Pitekantropus Erektus'a layık olmak için.

Başını dikleştir.

Gelecek yıllarda fosilini bulduklarında iki büklüm görüp de senin hesabına utanmasınlar.

-İlhan Selçuk

No comments: